7 Haziran 2006
Herkese Merhaba,
Nicedir paylaşmak istediğim bir konuyu
bugüne kadar yazma fırsatım olmadı hiçbir iletişim grubuna. Aktaracağım
deneyimin üzerinden bir ay geçti. Aktarılmaya değer bulduğum için sizlerle
paylaşmak istedim.
"Özürlü Kimlik Kartı" için
Özürlüler Veritabanı Oluşturulması ve Özürlülük Bilgisinin nüfus Cüzdanında Yer
Almasına Dair Yönetmelik yürürlüğe girmeden önce başvurmuştum. Bu kartın
hazırlanmasının ve ilgilinin eline ulaşmasının ne denli uzun bir zamana
yayıldığını kart sahibi arkadaşlar da biliyordur. Bu başvuruyu yönetmelik
yürürlüğe girmeden yapmama karşın, yeni yönetmelik dolayısıyla başvurumun
sonuçlanıp sonuçlanmayacağı konusunda bazı kuşkularım vardı. Bununla birlikte,
hukuksal metinlerin ancak yürürlük tarihinden başlayarak etkili olduklarını da
bildiğim için başvurumun söz konusu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden
etkilenmemesi gerektiğini biliyordum. Bununla birlikte, burası Türkiye,
hazırlanacak zeminin sağlamlaşması adına hukukun bu ilkesinin kenara
atılabileceğini de az çok öngörmüştüm.
Neyse, kartla ilgili sorgulamaları
internet üzerinden yapıp da sonuç alamayınca, sonunda soluğu SHCEK'te aldım. Bu
karta sıcak bakmamakla birlikte, rapor alma çilesinden kurtulacağım için
başvuruda bulunmuştum. SHCEK'e gittiğimde, yabancısı olmadığımız bir yaklaşımla
karsılaştım.
Bir memur, Özürlüler İdaresi’nin
Ağustos ayından bu yana özürlü kimlik kartı göndermediğini, yeni aldıkları bir
habere göre de, özürlülük bilgisini nüfus cüzdanına yazdırmak istemeyen ve
ücretsiz seyahat kartı edinmek isteyen yurttaşların İstanbul il sınırları
içinde geçerli olacak seyahat kartı alabileceklerini, bunun için başka bir yere
başvurmaları gerektiğini, özürlü kimlik kartı başvurusuyla ilgili kendilerine
verdiğim belgelerin de özürlülük bilgisinin MERNIS'e yansıması için nüfus
idaresine gönderildiğini aktardı. Yönetmeliğin yürürlük tarihi neydi: 30 Ekim
2005. Hangi tarihten başlayarak kart verme uygulamasına son verilmiş? Ağustos.
Pes artik!
Bununla bitiyor mu -deyim yerindeyse-
bu kara mizah? Hayır! SHCEK'e özürlülük bilgilerini nüfus cüzdanlarına
yazdırmış iki yurttaş nüfus cüzdanlarını kullanamadıkları yakınmalarıyla
gelmişlerdi. Birisinin ne sakatlığı olduğunu anlayamadım, ama nüfus cüzdanını
gösterdiği otobüste, sürücünün kendisine, "bu geçerli değil, ama ben sana
bir insanlık yapayım gel, bin otobüse!" dediğini aktardı. Çocuğu hemofil
hastası olan bir anne de, benzer bir yakınmayla gelmişti. Kadın otobüse binip
de çocuğunun nüfus cüzdanını gösterdiğinde: "Bunun neresi özürlü? Bu nüfus
cüzdanı sahte! Torpil mi yaptırdın da aldın bunu? İn aşağı!" diye
terslendiğini, herkese çocuğun özrünün ne olduğunu anlatmak zorunda kaldığını
anlatarak, bu nüfus cüzdanlarını nasıl kullanacaklarını soruyordu.
Camiamızdan bazı hukukçu
arkadaşlarımız yönetmelikle gelen bu uygulamanın olumlu ayrımcılık olduğunu
ileri sürmüşlerdi. Peki, bunun neresi olumlu? Düşünün, bir yönetmelikle bir
uygulamayı başlatıyorsunuz, ancak bu konuda bilgilendirilmesi gereken
yetkililer bile bilgisiz, insanlar mağdur oluyor. Çok yerinde bir uygulamaysa
midelere giren krampları nasıl açıklarlar bu uygulamanın mimarları acaba?
Umarım bu tatsız deneyimlere son verecek bir yargı kararı alınır!
Sevgiyle, Selen